Şam Fıstığı

Kaç gündür aklımdaydı, bu bloga Orhan Şam'ı yazmak istiyordum. Ligdeki son maçta - hem de bir önceki maçta Ali Sami Yen'de gol atmışken - ıslıklanan ve bu nedenle ağlayan devrik kaptan Orhan Şam içimi sızlatmıştı... Zonguldak'ta 18 yıl yaşamış birisi olarak #67 olan biri bana daima sempatik gelir...

Bu sabah uyanıp haberlere baktığımdaysa şok oldum. Mevzubahis maçta, doping yaptığı iddia ediliyordu. İddiaya göre, Galatasaray maçından sonra alınan A numunesinde doping maddesi bulunmuştu...

Twitter'da birisi yazdı gerçi ama, bu sıralar A numunesi haberleri federasyondan ziyade internet sitelerinde, bloglarda çıkıyor. Varsa bir olay, TFF el atsın. Her şey netleşsin.

Neyse, Orhan Şam'ı çok severek takip ederdim. Az önce klasspor'da okuduğum haberde de Gençlerbirliği'nin Orhan'a sahip çıktığını ve numuneye itiraz edeceğini öğrendim. Mutlu oldum. Cavcav kaptanını satmadı, kısacası.

Oysa son yıllardaki hareketlerine baktığımızda direk takımdan yollaması, Orhan'ın da Bugsaş veya Keçiörengücü'ne gitmesi, numuneden ses soluk kesilince de Hacettepe'ye geçmesi gerekiyordu. Eski Galatasaray kalecisi Hayrettin'in deyimiyle: "Kisfmet"

Kupa Derbisi

Ankaragücü'nde Vittek'in eksikliği ve oyuncuların kulüple kavgalı oluşu, Gençlerbirliği'ndeyse istikrarsız oyun kavramı son yılların en vasat derbilerinden birisini izleyeceğimizin emaresi gibi duruyor. Ligde ilk devrede Gençlerbirliği'nin Ankaragücü karşısında 1-0 galibiyeti bulunmakta, o golü de penaltıdan kaydetmişlerdi, bu maç ise buram buram beraberlik kokuyor...

Not: Görsel, Facebook'taki bir Gençlerbirliği grubundan alınmıştır.

Gençler(!)birliği

Eskiden bir kimliği vardı Gençler'in, gençtiler; çoğu dinamik, isim yapmamış, patlamaya hazır ve çoklukla ikinci senesinden sonra şımaran oyunculardan kuruluydu. İlk devre ilk beşe, ikinci devre düşmemeye oynayan Cavcav'ın askerleriydiler.

Sonra ne olduysa oldu, önce gençlik gitti elden. Takıma doymuş adamlar doluştu. Tok, doymaktan ne anlar? Balık sürüsü gibi yediler.

Kulübü.

Bundan maalesef, "cep telefonlarının ekranında İstanbul kulübü amblemi olan" yöneticiler de nasiplenmedi değil. Gençlerbirliği, silkelenemedi. Silkeletmediler.

İşte Soner, böyle bir ortamın kurtuluş anahtarı olarak ağır mağlubiyet bataklığında bir nilüfer gibi su yüzüne çıktı. 5-1'lik mağlubiyette skoru eşitleyen golü atan Soner'in ilk golü bu değil.

Soner 1991 doğumlu bir "genç". Gençlerbirliği PAF çıkışlı olup, geçen yıl Bank Asya 1. Lig'de Hacettepe stajı yapıp geri döndü. PAF'larda yıllardır gol atan Soner, ilk Süper Lig golünü 1-1 biten Sivasspor maçında attı. İkinci golü ise bu hafta Bursaspor karşısında geldi...

Attığı golde sol ayağını kullanma şekline bakılırsa vuruş ustalığına kavuşması takdirinde özlenen Gençlerbirliği kimliğini doğuracak olan isimlerden birisi olduğu anlaşılır...

90 + 5

Ankara takımlarından Pursaklarspor, deplasmanda Eyüp ile oynuyor... Skor 0-0... Kaleci Erhan 90+5'te kendisine gelen topu degaj ile ileri yolluyor... Bakın ne oluyor?



Bu arada Pursaklarspor, 17 maçta 4 galibiyet ve 6 beraberlikle sondan üçüncü sırada TFF 2. Lig Kırmızı Grup'ta oynuyor. Gruptaki ilk devrenin son maçını 3-0'lık galibiyetle kapatan Pursaklarspor'da başkan bir kadın: Zeynep Bekçe. Türkiye'de çok aşina olmadığımız bu durumun başkentte yaygınlaşması dileğiyle Pursaklarspor'a başarılar diliyorum...

Not: Kaleci Erhan'ı Anadolu'dan Futbol blogunda ayrıntılı bir şekilde yazmıştım, buyrun cümbüşe.